Umudun, akasyaların, sinemaların şehri; Ankara" Evrensel Gazetesi Ankara Eki - Derya Kaya











aşkın ve hayatın şehri
BİR AŞK, BİR HAYAT,
BİR ŞEHİR

"
“Bu bir Ankara kitabı olduğu kadar Ankaralılar kitabı da oluyor. Belki daha çok onların. kibar, mütevazı ve çalışkan insanların kitabı” diyor Güven Tunç kitabı için. Dipnot Yayınevi’nden Bir Aşk Bir Hayat Bir Şehir-Ankara’nın Mekanları, Zamanları-İnsanları ismiyle çıkan kitapta bir zamanların Ankarası’nın hikayeleri var. Tunç, Ankara’nın eski sakinlerini, özellikle terk edip gitmemiş olanlarını bir araya getirmiş kitabında. Ulus’un, Anafartalar Caddesi’nin, Samanpazarı’nın, Dörtyol ve Cebeci’nin sonrasında Yenişehir’in, Kızılay’ın, Kavaklıdere’nin ve Cinnah’ın hikayelerini yaşayanları anlatıyor.

Ankara’nın ilk yürüyen merdiveninin Ulus Anafartalar Çarşısında açılışından, 1956’da Bentderesi’nin taşmasıyla oluşan sele, Von Papen olayından uçak kazasına, 27 Mayıs Darbesine, Sendikalar Yasası’nın çıkarılması için işçilerin Meclisi kuşatmasına kadar Ankara’nın birçok iz bırakan olayını dönemin tanıkları kendi hikayeleriyle anlatıyorlar. Kitapta birçok bürokratı, sanatçıyı, milletvekilini ağırlamış Çiçek Lokantası’ndan Flamingo Pastanesi’ne, Baykal Mağazası’ndan İpekçi Cemal’e hepsinin hikayeleri var. “Hacettepe’de adam keserler, sakın gitmeyin” diye korkutulan da, Hacettepe’de elektrik direğine adam bağlayan da kitapta yer alıyor.

‘ULUS ANKARA’NIN EN GÖZDE SEMTİYDİ’

O dönemler Ulus’un, Ankara’nın en hareketli gözde semti olduğu yıllar. Mağazalar, lokantalar, eğlence yerlerinin önemli kısmı Ulus’ta. Palabıyığın Meyhanesi, Arnavudun Lokantası, Kürdün Meyhanesi, Acemin Bahçesi, Madamın Yeri gibi isimler bugün belki kimseye tanıdık gelmiyor ama o dönemin Ankaralıları için hepsinin yeri ayrı. O dönem Ankara’nın eğlence merkezleri Gençlik Parkı, Atatürk Orman Çiftliği, Papazın Bağı, Şaraphane, gençlerin de uğrak yerleri. Kitap, bugünün Ankaralılarını hiç gitmedikleri belki de hiç duymadıkları yerlerde bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Bugün anlamını yitirmiş yerlerin, o dönemin Ankaralılarının hayatında hepsinin ayrı bir hikayesi var. “Etlik eskilerde bağlık bahçelik bir yer, bağlarda her türlü meyve yetişiyor, meyvelerin tadına doyum olmazdı” diyor o dönemin tanıkları.

SİNEMA VE TİYATRO ANKARALILAR İÇİN VAZGEÇİLMEZDİ

Mimar Kemal İlkokulundan başlayıp Selanik Caddesi’nin köşesinde biten kısacık Hatay Sokak, Türk edebiyatı ve sanatına damgasını vurmuş Adalet Ağaoğlu, Ahmet Kutsi Tecer, Burhan Doğançay, Fahri Aksoy ve daha başkalarına ev sahipliği yapıyor.

Devlet Tiyatrolarında Kral Lear ile Cüneyt Gökçer, “Kiss me Kate” ile Ayten Gökçer, Ankara Sanat Tiyatrosunda “Bir Delinin Hatıra Defteri”yle Genco Erkal, Meydan Sahnesinde Kartal Tibet, Sanat Severler Kulübünde Nevra Serezli ve daha nice sanatçı Ankaralıların unutulmazları arasında.

Tunç kitabında Ankara için “Umudun, akasyaların ve sinemaların şehri” diyor. Belki şimdi birçok Ankaralı adını bile duymamış olsa da Ankara Sineması, Büyük Sinema, Melek, Ulus, Emek, Atlas Sinemaları ve daha niceleri o dönem Ankaralılar için büyük anlam taşıyor.

Kitap mekanlarıyla, sokaklarıyla o dönemin insanlarının yaşanmışlıklarını, hayata ve insanlara karşı duruşlarını, anlayışlarını konu ediyor. Yazarının da dediği gibi içinde, çevresinde piknik yapılan, balık tutulan, kıyılarında kuş seslerinin dinmediği o güzel derelerin yer aldığı bir güzel şehrin hikayesini anlatıyor. (Ankara/EVRENSEL)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder