Acımadı ki Acımadı ki...




SENİ KİM İNCİTTİ KÜÇÜK KIZ YA DA KÜÇÜK OĞLAN


Kimimizin annesi ya da babası erken ölür.Fena kırılırız.
Kimimizin hep yanındadır ana babası ama ihmal eder. Bazı durumlarda ana babamızı kaybetmekten çok daha fena kırılırız.
Kimimizn kardeşi yoktur kimimizin kardeşi çoktur. Olmasa da olsa da çoğunlukla kırılırız.
Ama onunki, onlarınki, belki çoğumuzunki böyle bir kırılma değil sanıyorum.
"Mutlak" bir kırılma değil.
"Göreceli" kırılma. 
Şu hep ayağımızda takılı olan çelme.

Yani bir şeyin salt yokluğundan kaynaklı değil, aynı zamanda bu yokluğun, yoksunluğun başkalarınca bilinmesi ve yargılanması ile ilgili, kınanması ile ilgili, acınması ile ilgili.
On altı yaş kırılması.
Gülse Birsel'in Karedeniz'li karakteri gibi söylersek 
Bilemedin on yedi, olmadı on dokuz en fazla yirmi bir.
Ama galiba bu tam on altı yaş kırılması.

Aslında güzel olan sensindir de o başka bir kıza gitmiştir. Ya da güçlü olan sensindir de o başka bir oğlana gitmiştir. Kırılırsın.

Artık ona ve herkese kanıtlamaya çalışırsın; "Ben daha güzelim" "Ben daha gencim", "Ben daha güçlüyüm", "Daha yakışıklıyım" .....

Oysa senin gözlerin daha güzeldir, yüreğin daha temizdir, eğitimin daha iyidir, ailen daha görgülüdür, sen müthiş bir sese sahipsindir. Hiç fark etmez. Sevgi bu , seçim bu. O başka birinin ardından çekip gitmiştir. Yıkılırsın

İnanamazsın.

Ondan sonra eğer farkında olmazsan ömür boyu nefes nefese sürecek bir koşturmanın içine düşersin. Yorgunluktan ölsen bile dur durak bilmez bir yarışta geri kalamaz, ölümüne koşar koşar koşarsın. Adı rekabettir ve sahiden ölümünedir. 

"Bak herkes beni beğeniyor, gördün mü?, "Zamanında beni anlayacaktın, artık ben seninle yapamam, ah canım artık hiç vaktim yok", "Ah çok sevindim, beni de görüyorsun işte konserler, partiler, sevgililer, tek taşlar, pırlantalar, pırıltılar, eğlenceler, flörtler ve hatta evlilikler yani onlar, bunlar, şunlar"

Öyle bir noktaya varırki iş; "Ben en güzelim", "Ben en yakışıklıyım ve güçlüyüm" noktasındasındır. Sahiden o noktasındasındır. Herşeyin "en" isindir.En iyi, en güzel, en güçlü, en sevilen, en başarılı, en zengin, en en ennnn. 


Ama kalbin aynı kırıklıktan bir milim oynamamıştır. O ıssız kırgınlık...O yalnızlık. O ruh üşümesi.

Artık bütün güzel kadınlar, mutlu sandığın kadınlar, senden genç olan kadınlar hepsi hepsi senin rakibindir. 

Erkekler için de öyle

Bir büyük fay kırıklığının tuzağında bocalar durursun.

Ama belki de seni sen yapan bu kırıklıktır işte.

Ajda Pekkan'a bir bakın.
On altı yaş tazeliği, güzelliğinde ve giyiminde.
Hâlâ aynı şarkıyı başka bir yorumla söylüyor. 

"Acımadı ki, Acımadı kiiiiii" 

Çoğumuzda da, hangi dilde olursa olsun aynı şarkı

"Acımadı ki, Acımadı kiiiiii" 

Ve tabi ki Nebahat Çehre...

Seni kim incitti küçük kız?



Temmuz 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder