Uçacak Ninnisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Uçacak Ninnisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4 Ağustos 2025 Pazartesi
Uçacak Ninnisi/Gül Parlak
GİT KENDİNE BENZEYENLERLE YAŞA
"... Koltuğu pencerenin önüne çekip kedimi seveceğim."
"Anne senin kedin yok ki!"
"Edineceğim, hem yalnızlığıma iyi gelir hem geceleri ısıtır beni sıcacık."
Bir kadının bir adamın otoritesi altında, evde bile ne kadar görünmez olduğu ve otorite üzerinden kalktığında nasıl hayata döndüğü bu kadar mı güzel anlatılır?
Hem de kısacık bir öyküde? Öykünün giriş gelişmesinden söz etmiyorum bile.
Öykülerin giriş tümceleri ne kadar vurucu...
İsimleri de öyle.
Gül Parlak kısa ama vurucu öyküler yazıyor. Daha doğrusu laf kalabalığına kaptırmıyor kendini. Sağlam tanımlamalarla anlatıyor derdini;
"Ama Halil gitmişti işte. Üstelik yirmisinde, yirmi beşinde değil, kırkına geldiğinde. Kollarını, bacaklarını kılcal damarlarını, kemiğini, iliğini nesi varsa alıp gitmişti."
"Yarasa üstüne uydurulmuş parçalı kumaştan kendim için bir korku geceliği diktim. Uykusuz geceler boyunca giydim. Gündüz olunca sabahlığımı giydim, geçti."
"O kadar karışık, eğri büğrü yazının arasında incecik bir el yazısı gibiydi."
"Çalapverdi Köyü'nün çobanı ölüverdi. Lastik çizmelerinin dinlenme vakti gelmişti. Devriliverdiler iki yana."
Gül Parlak'ın, "Uçacak Ninnisi" adını verdiği kitabı, duygulu öykülerden oluşuyor.
Alaca kuşun civcivini kapmasıyla başlayan, annesi tarafından bacağı kırılan okul arkadaşıyla, kara gecede gözüne tutulan kamyon farıyla yakalanıp sofraya getirilen tavşanın gözlerine bakamamskla, tahta oyalarken dizleri kanayan küçük temizlikçi kızla, üç koca adamın sıkıştırıp dövdüğü gencecik oğlanla...yıl yıl kendinden, çocukluk neşesinden gençlik umudundan vaz geçen, bir adamın kederli öyküsüyle çağırıyor bizi insanı anlamaya. Ya da kaybolan ineğine ağlayan Gülayşe ile.
Doğayı, doğayla iç içe yaşayan insanları, köyleri kasabaları, insan ruhunu incelikle ve güzellikle anlatıyor. Yarasayı, ağaçkakanı, mazı meşesini, su kuyusunu, zeytin kırmayı, kırmızı gagalı dağ kargasını yakından ve bilerek hikayeleştiriyor.
Ne sevinçte ne üzüntüde abartı yok. Kalbinin görüp, duyup, hissettiğini güzel, temiz sözcükleriyle biz okurlarla paylaşıyor. Taraf olmamızı beklemiyor.
Gül Parlak bu ilk öykü kitabıyla; bir öyküsündeki son cümlesi gibi; "Kalbimizin köşesinde büyüyen dertleri ufaltıyor"
Yeşil yaprak biçimli ayracıyla hem de. Yüreğimize su serperek.
Yolu açık olsun.
UÇACAK NİNNİSİ - Gül Parlak
2025 Karaburun Sanat Kampı Ödülü
Mimas Yayınları/Temmuz 2025
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)