Rahibe Teresa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rahibe Teresa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Kasım 2011 Pazartesi

BİZE YAR OLMAYAN DEVR-İ DEVRANIN İZZET-İ İKRAMIDIR

Üstad,
Üstadım,
Yukarılardan görüyorsunuzdur.
Mısranızı bir parça değiştirdim.
Affola.

ÜŞÜME KORKUSU

"Yoksulluk, sadece yiyecek ekmek bulamamak değildir."" der Rahibe Teresa
"Onun da ötesinde, insanın saygınlığına duyulan büyük bir açlıktır.
Sevmeye ve başkaları için önem taşıyan birisi olmaya gereksinim duyarız." der.

Doğrudur;

Yoksulluk insanların aç kalması değildir sadece.

Sadece konut, sağlık, eğitim hizmetlerine ulaşamamaları da değildir.

Yoksulluk; korkudur, utançtır, hayal kırıklığı ve umutsuzluktur.

Ama en önemlisi, yoksulluk insanların en insanca olan yanını, “yapabilme” yi, “yapabilme erki”ni elinden alan, sefil ve vicdansız bir şiddet uygulamasıdır.

İnsan son yıllarda olanlara bakınca, yoksulluğun bilinçli ve sistemli bir şiddet uygulaması olduğunu düşünüyor.

Yoksulluk; koca bir ömrün, kuyruklarda heba olmasıdır.
Tüm sosyal ortamlarda itilip kakılmaktır.
Hiç fırsatının olmamasıdır. Şansının hiç gülmemesidir.
Yalvarıp yalvarıp tanrıdan yanıt alamamaktır.
Düşünüp taşınıp ne yapacağını bulamamaktır.

Nazım'ın dediği gibi;
açlıktan gebermektir şose boylarında,
soğulkta it gibi titremektir.
Sofra kuramamaktır.
Kurulan sofradan hep doymadan kalkmaktır.

Çocuksan çok isteyip de okula gidememektir. Gidebiliyorsan eğer, mutlaka bir eksiğinden dolayı her gün azar işitmektir. Karne parası götürmediysen ders dinlemeye, sınıfta bulunmaya hakkın yoktur. Çocukluğun boyunca bir topunun bile olamamasıdır.
Üç kuruşluk harçlık için bayramları beklemektir.

Yaşama dair herşeyi, para değerinden düşünmektir yoksulluk. Daha doğrusu yaşanacak herşeyin bir bedeli olduğunu düşünmektir. Düşününce de vaz geçmektir. Hep "idare ederim" demektir. "Yemesek de olur", "giymesek de olur", "gitmesek de olur", "almasak da olur" diyerek, hayattan yavaş yavaş kopmaktır.

Yardımlardan utanmak ama yine de almak zorunda kalmaktır.
Çaresizce yardımlara alıştırılmaktır.
Bu yardımlar yoluyla aşağılanmaktır.
Sıralarda, kuyruklarda, fotoğraflarla teşhir edilmektir.
Ancak dini günlerde hatırlanmak dini olmayan günlerde üzerine basılan olmaktır.

Kadere kederle razı olmaktır.

Bir atasözü; "Açlık tanrıdan büyüktür" der
Öyle bir şeydir ki yoksulluk, korkusu bile neler yaptırır insana.
Aslında korkusu kendinden beterdir.
En çok da, en güçlüler bu korkuya kapılır.
Ve bu korku nedeniyledir ki; dünyada en saygın görünmeye çalışan insanlar, en güçsüzlerin haklarına gözlerini kırpmadan el koyanlardır.
En tepedeki adamlar, bir çok insanın zararına olduğunu bile bile büyük kararların altına imza atanlardır.
En yardımsever görünen adamlar, kendilerini ve aileleri için başkalarının yoksulluğuna en insafsızca neden olanlardır.

Dünyada altı milyar küsur insan yaşıyoruz. İnsanlığın elinde, doğanın da katkılarıyla, bunun iki katı insanı doyurma olanağı var.
Buna rağmen hâla yoksulluk herkesi bu kadar korkutabiliyorsa, bunda bir iş var.
Açlık korkusuyla, başkalarını açlığa sürükleyen insanlara şunu söylemek lazım; Bize yar olmayan devr-i devranın izzet-i ikramıdır bu. Almayın. Bize de teklif etmeyin.

Başlık; Neyzen Tevfik'in bir şiirinden alınmıştır.