25 Mayıs 2010 Salı

YEMEK YEMEK


Hepimizin kendimize göre sevdiği ve sevmediği yiyecekler var.
Ve sanırım herkes sevdiği yiyeceği yediğinde, mutlu bir doygunluk yaşar. Diğer durumda ise, ne kadar yerseniz yiyin bir doygunluk hissi yakalayamıyorsunuz. Hatta bir rahatsızlık duygusundan bile söz edilebilir.
Bazılarımızın, belki en önemli mutluluk yollarından biri yemek yemek
Bazılarımız çok fazla yemek yiyor.
Özellikle geliri ortalamanın biraz üzerinde olan az sayıda kadın ve çok sayıda erkek.
Bu erkeklerin bazıları da orta ve üstü yaşlarda.
Kebap düşkünü, et düşkünü, börek, balık düşkünü.
Salatayla, meyveyle, tencere yemekleri ve zeytinyağlılarla pek araları yok.
Klasik yemek yemek istediklerinde, illaki "annelerinin yemeği"
Bir yandan da sağlıklı olma istekleri var ama sadece istek olarak kalabilen düzeyde.
Yok öğlenleri bir kaç saat süren iş yemekleri yok akşam buluşmaları, kaçamakları, kulisleri, yeni ortaklık görüşmeleri vb. vb
Neler yediklerinin farkında olmadan, tadını alamadan, ne kadar zamanlarını yemek masası başında kaybettiklerini bilmeden habire yiyen insanlar.
Belli bir seviyenin üzerindeki çalışanlar ve işverenler; iş yerinde çıkan yemeği yemez oldu artık.
İş yerinde pişen yemekler de iş yerinde yapılan görüşme ve toplantılar da küçümsenir oldu.
Sağlıksızlık ve mutsuzluk da bundan sonra başladı.
O kadar çeşit masalara dizildi ve ucundan tırtıklandı ki, ne yediğinin lezzetini alabiliyor insanlar ne de doyduğunun farkında olabiliyor.
Bu kadar yemek doğru değil.
Daha az yemeliyiz;
Bir öğünde en çok üç çeşit,
o öğün için hazırlanmış, pişmiş taze yiyecekleri,
fazla işlenmemiş yiyecekleri,
tadınıalabildiğimiz yiyecekleri
yemek yediğimizin farkında olarak -damak, mide ve ruh olarak farkındalılık- ve doyduğumuz için mutlu olarak yemeliyiz.
Daha az yemeliyiz;
Midemiz ve sağlığımız için,
diğer insanlar da yiyebilsin diye,
dünya dengesi korunsun ve sonsuza kadar evimiz olsun diye daha az yemeliyiz.
Suşi endüstrisi için soyları tükenme tehlikesine düşen orkinosları, bir lokantanın bahçesinde balık bekleyen yukarıdaki fotoğraftaki kediciği unutmamalıyız
Anne yemeklerini, eş sevgili yemeklerini, kendi pişirdiğimiz yemekleri, iş yeri yemeklerini yemeklerini yemeliyiz.

İnanın az yediğimiz ve sevdiğimiz yemekleri yediğimiz için çok daha mutlu olacağız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder