Çok farklı bir alandan bir örnekle başlayalım işe; bazı ürünler
vardır. Sezonda, pahalı pahalı birinci kalitesini alırız da, ucuzlukta aynı
ürünün aynı görüntüde; ikinci, üçüncü kalitesini makul fiyatlara bulabiliriz.
Burada konumuz; adamların bize attığı
kazık değildir. Bazı ürünlerin ikinci, üçüncü kalite olarak da üretilmesidir.
Biz de bazen, kendimizin ikinci, üçüncü
kalitesi gibi davranır, algılanır, hissederiz.
Hayatı; tam derimizin altında değil de iki
ya da üç santim gerisinden hisseder, algılar ve yaşarız.
Bir uyuşukluk hali vardır üzerimizde.
Bir donukluk.
Bir kendimiz gibi olamama hali.
Kimsenin bizi tanıyamaması, anlayamaması.
Özellikle çok yakınımızdakilerin tanıyamamasının ise en çok canımızı yakan şey
olması.
Tüm donukluğa karşın, bu acının çok keskin
yaşanması.
Donukluğun, uyuşukluğun altında bir hüzün
nehrinin derin derin akması.
İşte burada duralım biraz.
Kendi içimizde kaybolmuşuz demektir.
Dikkat.
Kendimizin taklidi ya da ikinci kalitesi
gibi davranıyorsak anlayalım.
Donukluğun, uyuşukluğun acıyı
engellemediğini görelim.
Acıyı büyüttüğünü ve tüm hayatımız haline
getirdiğinin farkına varalım.
Neşemizin, çoşkumuzun nereye gittiğini
soralım.
Bununla yüzleşmek zor mu oluyor?
Gerekiyorsa profesyonel yardım alalım.
Profesyonel yardım, bazen bir hayatı bize
geri verir, hediye eder. Bunu unutmayalım.
Gerekmiyorsa eğer - ki bunu çoğunlukla
anlayabiliriz gibi geliyor.- şu aşağıda önerdiklerime bir bakalım.
1.Derimizi hissetmeye çalışalım. Özellikle
el ve ayakta. Spor, egzersiz gibi şeylerin yanısıra, el ve ayak derimizin hemen
altında olduğumuzu algılayabileceğimiz hareketler uyduralım. Elleri sıkıp
açmak, elleri birbirine güçlü bir biçimde sürtmek iyi geliyor.
2. Kendimizi derimize doğru itmek,
derimize yakınlaştırmak gerekiyor. Bunun bir zihinsel çalışma olduğunu
unutmadan. Yani bu işi fiziksel değil zihinsel yapmak gerekiyor.
Önce olumlu şeylerden başlamak gerekiyor.
Sizi bir parça neşelendiren, huzur veren, güven veren, olumlu bulduğunuz
noktalarda ruhunuzu öne, derinize doğru itmek ve zımbalamak gerekiyor.
Sizi içinizde kaybettiren, acı veren,
yolunu şaşırtan, donuklaştıran konularda ise - eğer gerekiyorsa ki, günü
gelecek gerekecek- sadece simgesel davranarak öne atılmak gerekiyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder