22 Mayıs 2010 Cumartesi

KENDİMİZE YARDIM

Çok farklı bir alandan bir örnekle başlayalım işe; bazı ürünler vardır. Sezonda, pahalı pahalı birinci kalitesini alırız da, ucuzlukta aynı ürünün aynı görüntüde; ikinci, üçüncü kalitesini makul fiyatlara bulabiliriz.
Burada konumuz; adamların bize attığı kazık değildir. Bazı ürünlerin ikinci, üçüncü kalite olarak da üretilmesidir.
Biz de bazen, kendimizin ikinci, üçüncü kalitesi gibi davranır, algılanır, hissederiz.
Hayatı; tam derimizin altında değil de iki ya da üç santim gerisinden hisseder, algılar ve yaşarız.
Bir uyuşukluk hali vardır üzerimizde.
Bir donukluk.

Bir kendimiz gibi olamama hali.
Kimsenin bizi tanıyamaması, anlayamaması. Özellikle çok yakınımızdakilerin tanıyamamasının ise en çok canımızı yakan şey olması.
Tüm donukluğa karşın, bu acının çok keskin yaşanması.
Donukluğun, uyuşukluğun altında bir hüzün nehrinin derin derin akması.
İşte burada duralım biraz.
Kendi içimizde kaybolmuşuz demektir.
Dikkat.
Kendimizin taklidi ya da ikinci kalitesi gibi davranıyorsak anlayalım.
Donukluğun, uyuşukluğun acıyı engellemediğini görelim.
Acıyı büyüttüğünü ve tüm hayatımız haline getirdiğinin farkına varalım.
Neşemizin, çoşkumuzun nereye gittiğini soralım.
Bununla yüzleşmek zor mu oluyor?
Gerekiyorsa profesyonel yardım alalım.
Profesyonel yardım, bazen bir hayatı bize geri verir, hediye eder. Bunu unutmayalım.
Gerekmiyorsa eğer - ki bunu çoğunlukla anlayabiliriz gibi geliyor.- şu aşağıda önerdiklerime bir bakalım.
1.Derimizi hissetmeye çalışalım. Özellikle el ve ayakta. Spor, egzersiz gibi şeylerin yanısıra, el ve ayak derimizin hemen altında olduğumuzu algılayabileceğimiz hareketler uyduralım. Elleri sıkıp açmak, elleri birbirine güçlü bir biçimde sürtmek iyi geliyor.
2. Kendimizi derimize doğru itmek, derimize yakınlaştırmak gerekiyor. Bunun bir zihinsel çalışma olduğunu unutmadan. Yani bu işi fiziksel değil zihinsel yapmak gerekiyor.
Önce olumlu şeylerden başlamak gerekiyor. Sizi bir parça neşelendiren, huzur veren, güven veren, olumlu bulduğunuz noktalarda ruhunuzu öne, derinize doğru itmek ve zımbalamak gerekiyor.
Sizi içinizde kaybettiren, acı veren, yolunu şaşırtan, donuklaştıran konularda ise - eğer gerekiyorsa ki, günü gelecek gerekecek- sadece simgesel davranarak öne atılmak gerekiyor


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder