Herhangi bir konuda yaşadıklarımızı nasıl
algılayıp isimlendirdiğimiz çok önemli.
Hayatı nasıl yaşadığımızla ilgili bir şey.
Bize sıkıntı veren herşeyi sorun olarak
algılıyoruz.
Hayallerimize ulaşmakta engel olan her
şey, içimizi sıkan her şey, başaramadığımız her şey bizim için sorun.
Ve bu sorun çözülünceye kadar
hayatımızdaki diğer konuları hep tali yaşıyoruz. Yani ikincil önemde.
Oysa belki de hayatımızın ilerleyişi bu
alanlarda.
Belki bu alanlarda hayatı çok ıskalıyoruz.
Hayatın bir kısmını öncelikli bir kısmını
önemsiz olarak niteleyip yaşadığımızda ise gerçeği, gerçekliği yitiriyoruz.
Artık tam algılanmayan, yüzer gezer bir
düzlem içinde olup bitiyor hayatımızdaki olaylar ve yaşantılar.
Oysa herhangi bir konuda
engellendiğimizde, başaramadığımızda, elde edemediğimizde, durağanlıkta ya da
teleşta bunun bir sorun değil bir durum olduğunu düşünsek. Hayat biraz da
durumlar ve anlar toplamı değil midir? Durum hayatın diğer konu, alan ve
yaşantılarını olduğundan daha önemli ya da daha önemsiz kılmıyor. Diğer
durumlar gibi bir durum. Biraz ya da çok cansıkıcı ama bir durum. Hayatın diğer
alanlarındaki eğlenceyi, coşkuyu, anlamı kaybettirmeyen, önemsizleştirmeyen bir
durum. Gececek bir durum. Ya da geçmeyecek. Konuya, olana ya da bize bağlı bir
şey. Ama hayatın peşini bıraktırmayacak, duyguları kütleştirmeyecek, gerçekliği
kaybettirmeyecek bir hal.
Gençlere bir de böyle bakmalarını öneririm.
Özellikle sınavlarda.
Aşklarda ve ayrılıklarda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder