Tapu Kadastronun Osmanlıca'daki adı ya da eski adı, Defterhane-i Hakani imiş.
Güzel isim.
Hani şu; kul hakkını koruyabilmek için kılın kırk yarıldığı bir etik anlayışı çağrıştıran unutulmuş zamanlar. Sanki seksenin beş on yıl öncesi.
İşte o, Defterhane-i Hakani'de 15 yüzyıldan bu yana kayıt tutulur imiş.
İşte o, Defterhane-i Hakani'nin I. Mahmut zamanında defter emini de Server Efendi imiş. Temiz ve titiz imiş. Defter'deki bilgilerle oynanmaması, hakkı olanın hakkının yenmemesi için defteri kimseye göstermez ve defterhaneden dışarı çıkmasına izin vermez imiş. Ser verip sır vermez imiş. Suistimal edilmesine göz yummaz imiş.
Bir gün padişah defteri istemiş.
Server Efendi defteri boynunun gideceğini bile bile göndermemiş.
Ve boynu vurulmuş.
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığı şimdi bu defterleri açıyor bizlere. Sergiliyor.
Osmanlı arşivleri olduğu için Türkiye'den başka yirmiye yakın ülkenin de kayıtları mevcut bu sergilemede.
Ayrıca Fransızlarca Osmanlı için yapılmış ayrıntılı bir çalışmanın kayıtları.
Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyeleri ile ilgili deriden işlenmiş muhteşem bir döküm var ki burada vakıf mallarında gözü olanlar için ilginç beddualar yer alıyor.
Tapu Kadastro bu çalışmaları genel müdürlük içinde; "Defter Emini Server Efendi Sergi Salonu" nda izlemeye olanak tanıyor.
Bu güzel çalışmayı yapan isimsiz kahramanların ellerine sağlık.
Umarım sadece tapucular değil tüm kamu görevlileri de Server Efendi'yi örnek alırlar. Hepimiz örnek alırız. Bir parça bile olsa yeter...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder